Bir kaç satırı gün yüzüne çıkarmayalı epey zaman olmuştu. Bloglar peş peşe kapatılırken, bir erişilip bir erişilemezken, "Büyük Başkan" Sertaç Bey' in teşviki ve bu ailenin "şanslı" bir mensubu olarak "bizim" diyebileceğimiz bir siteden "merhaba" diyebilmek çok keyifli. O halde tekrar, tekrar merhaba!
İlk olarak "yazmak"tan bahsedelim istiyorum. Biraz klişe olacak ama "çağına tanıklık etmek" eyleminin en zor gerçekleştiği bu çağda insan duygularını nasıl kaleme alabilmektedir?
Biraz sağduyu, biraz vicdan ve bir o kadar da merhamet duygusu olan insanlar için, gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinden, daha güçsüzünü yutmaya çalışan "pirana" devletlerin insanlık dışı oyunlarından, gündelik şiddetlerden bahsetmek kolay ve "katlanabilir" iş değildir. Bu yüzden bu çağın gerçek yazarlarının işi diğerlerine nazaran oldukça zordur. Ne yalan söyleyeyim eskilerin"bizim zamanımızda" ile başlayan cümlelerini de sevmiyorum. Zira dünya, eskiden de zalimdi. Yalnız biz ya da eskiler bu denli köşe bucak bilmiyorduk dünyayı. Hepimiz enformasyon fazlasıyla sersemleştik!
İnsan neden yazar? Kendimce(!) bilimsel bir açıklama yapıyorum sıkı durun!:)
Araştırmacılar uzun yıllar insan beyninin sınırlarını keşfetmek için uğraşmışlar. Kimbilir belki de bir yandan kendi gizemlerini keşfedebilmek, hayatlarının sırlarına erişebilmek için... Ama psikologlar dışında kimse duyguları tanımlamaya çalışmamış. Psikologlarin da bunu kendi duygu subjektifliklerinde ama bilimsel verilerle yaptıkları gözönünde tutulursa ne derece başarılı oldukları soru işareti taşır. Psikologlar dışında kendilerine başkaları ya da kendileri tarafından sanatçı vasfı yüklenmiş birtakım kişiler de her nedense bu işi üstlerine almış ve aforizmalarıyla her biri birer duygu eksperi kesilmişlerdir. Aslında bu, olumsuz bir eleştiri adına söylenmiş bir söz değil. Duyguların sanatçılar için bir beslenme gerçeği olduğu göz önüne alınırsa onların bu yaşamsal içgüdüleri anlaşılır olabiliyor. Aslında her şeye yazılabilecek tek bir söz var belki de... Tüm yazılanlar bir yaşam gösterisi ya da yaşadığını kendine kanıtlama trajedisidir...
Sanırım ben de yeterince kendime kanıtlamış oldum:) Uzun bir buluşma için, kısa bir merhaba yazısı olsun bu. Şimdilik hoşçakalın!
Bu arada sizin aracılığınızla Başkan' a da seslenmek istiyorum:"Sertaç Başkan, çok da kısa olmadı A4' ü doldurdum!":)
Bu makale 20.9.2011 15:58:45 tarihinde eklenmiş ve toplam
kere okunmuştur.
2024© Bu sitenin tüm hakları saklıdır.